|
torrentoyunlartt - PSP Torrent Oyunları
|
|
|

Assassin's
Creed:
Bloodlines
Assassins Creed: Bloodlines USA PSP
Playstation® Portable
İngilizce [Multi5]
5.XX Firmware'de çalışıyor.
Yok
ISO
691 MB
Altair suikastlara PSP'de devam ediyor!
İlk Assassin’s Creed (AC) kendini tekrar etmesi, combat sistemi ve başka açılardan eleştirildi. Yine de yapım bir üçlemenin girişini oyunculara iyi sundu. Ubisoft, Assassin’s Creed 2 ile seriyi ve hikayeyi devam ettirip, özel prodüksiyon filmiyle de işi kotardı. Firma arada da PSP’yi es geçmedi ve Assassin's Creed: Bloodlines’ı taşınabilir konsolumuz için piyasaya sürdü. Tabii ne kadar iyi ya da kötü oldu, işte bu sorunun cevabını verelim…
Ezio’dan öncesi…
Bloodlines, Assassin’s Creed 1’den sonra, ama ikinci yapımın öncesinde geçiyor. İlk oyundaki soğukkanlı suikastçımız Altair’i kontrol ediyoruz. Yapımda Kutsal Topraklar’dan Kıbrıs’a yolculuk ediyoruz. Hikaye, Altair’in aldığı emir doğrultusunda Kıbrıs’ta bulunan son Tapınak Şövalyeleri’ni öldürmesini ele alıyor. Bloodlines boyunca da ilk Assassin’s Creed’te hayatını bağışladığımız kadın şövalye Maria’yı sıkça göreceksiniz.
"Şehir mimarileri ve karakter modellemeleri çok iyi yapılmış. Grafikler genel olarak PSP için kaliteli."
Genel olarak Bloodlines, AC1’in ufaltılmış versiyonu olmuş. Animus tarzındaki menüden oynanışa kadar Altair’in ilk macerasıyla aynı. Kıbrıs’tayken iki şehirde bulunuyoruz: Limassol ve Girne. Şehirlerde yüksek yerlere çıkıp, kartal bakışını fırlattıktan sonra yapabileceğimiz görevler haritada belli oluyor. İsterseniz ana senaryo doğrultusundaki görevi yapabilir veya yan görevlere girişebilirsiniz, ancak yan görevler kısır kalmış. Askerler tarafından tartaklanan sivilleri kurtarabilir, bizden istenen bir hedefe suikast yapabilir ve Free Run modunda koşulara çıkabiliriz. Ana ve yan görevler para kazandırıyor (Paraları çevreden de bulabiliyoruz). Bu paralar sayesinde Altair’i sağlık ve silah yönünden daha da geliştirebiliyorsunuz. İsterseniz sağlığını veya fırlatacağı bıçak sayısını arttırabilirsiniz. Tabii her gelişimin istediği belirli ücreti var.
Kıbrıs’ta şövalye avı
Şehirlerdeki binaların çatılarına, kulelerin tepelerine tırmanabilirsiniz. Çatılardan çatılara atlayabilir, tepelerde gezinebilirsiniz. İsterseniz sokağa inip halkın arasında da dolaşabilirsiniz. Şehirleri tamamen keşfetme imkanınız var. Ancak Bloodlines’la ilgili burada iki tane problem var. Arada sırada Altair’in yetenekleri köreliyor, çatılardan yanlış yere zıplayıp aşağı düşebiliyor ve şehir bölümleri oldukça ufak tasarlanmış. Bunlar bazen can sıkıntısı yaratabiliyor.
Bölümler arası değişikliklerde load ekranını Memory Stick’e ufak bir yükleme yaparak kısaltabilirsiniz. Oyun bunun için de yükleme yapıp, yapmayacağınızı size soruyor. Dövüşler ve oynanış basit. Dövüşlerde saklı bıçağınızla isterseniz düşmanınızı arkadan bıçaklayabilir ya da kılıcınızla birebir aksiyona girebilirsiniz. Kılıcı ardı ardına savurarak combo saldırılar gerçekleştirebilirsiniz. Kılıç dövüşü oldukça kolay. Rakiplerinizi tutup, başka yerlere de fırlatabilirsiniz. AC1’in eleştirilen Counter-Attack kısmıyla birçok rakibi öldürme taktiği Bloodlines’ta da aynı. Dövüşlerde Counter-Attack yine etkili ve bu yüzden yaşadığınız aksiyon sahneleri tekdüze hale dönüşüyor. Counter yaptığınızda hedefinize son vuruşunuz bazen cutscene olarak gösteriliyor. Yalnız boss dövüşlerinde kullandığımız taktik biraz da olsa değişebiliyor.
Kontroller açısından aslında Bloodlines rahat sayılır. Analog’la Altair’i yönetirken, üçgen, kare, X ve yuvarlak aksiyon tuşları olarak atanmış. Bunlarda herhangi bir sorun yok. Asıl problem kamera açısı. Sol piyano tuşuna bastığımızda kamerayı; üçgen, kare, X ve yuvarlak tuşlarıyla aşağı, yukarı, sağ, sol olarak kontrol edebiliyoruz. Buna alışmak zaman alıyor ve bazen sıkıntı yaratıyor. Hatta kamera ters yerlere denk gelip, kör noktada tıkanabiliyor. Bunun asıl sebebi PSP’de ikinci bir analog’un bulunmaması.
"Kalabalık düşmanlar da olsa Counter-Attack her birinin ilacı oluyor. Dövüşler genel olarak basit ve tekdüze."
Görsel olarak başarılı
Assassin’s Creed: Bloodlines grafik yönünden PSP’de oldukça başarılı. Gerek şehirlerin görünümleri, gerekse karakterler taşınabilir konsol için gayet kaliteli. Arada bazı grafikler hataları da olabiliyor. Görsel yönü kuvvetli olan yapımda seslendirmelerin bazıları ise havada kalmış. Bazı karakterlerin konuşmaları ruhsuz ve vurgusuz olmuş. Oyunun diğer handikabı kısa oyun süresi. Bölümler ve görevler kısa sürede tüketiliyor. Yaklaşık 5-6 saat içinde yapımı bitirebilirsiniz. Diğer bir eksiklik de oraya buraya takılan düşmanlar. Bu durum göze batabiliyor.
PSP’ye bir süre az oyun çıkıyordu, hatta çıkmadığı zaman oldu. Bu aralar gerçekten bazı kaliteli isimler PSP versiyonuyla boy gösteriyor. Bloodlines da bunlardan biri. Sonuç olarak Altair’in macerası kısa oyun ömrüne, bazı eksikliklerine rağmen kendini oynattırıyor. Son olarak şunu da ekleyeyim, PSP’yi PS3’e bağladığınızda Bloodlines ve Assassin’s Creed 2 için 6 tane özel silah açılıyor.










TORRENT OYUNLAR
Tekken 6 [PSP] | Torrent indir + HIZLI indir + Tek Link indir
 |
Torrent |
 |
NRG |
 |
PSP |
 |
+ |
 |
Yok |
 |
Kendinden Ekli |
 |
816.01 MB |
 |
Bu Oyun 'PSP' konsolu içindir... Bilgisayarınıza kuramazsınız! |
TORRENT OYUNLAR

GOD OF WAR:
Ghost of Sparta
GOD Of WAR: Ghost Of Sparta_PSP (EUR)
Playstation® Portable
İngilizce [Multi5]
5.50 Prometheus FiX 007 v2'de denendi!
Yok
rar=data
1.07 GB
Spartalı olduğunu sakın unutma!
Bir gün yolunuz Atina’ya düşerse, o zaman God of War’un ne anlatmak istediğini çok daha iyi anlayabilirsiniz. Mitolojinin en ücra köşelerini, ekranlarımıza muhteşem görsel efektlerle yansıtan God of War hikâyesini bir de yerinde görmek var. Özellikle fi tarihinden kalma şehir Akropolis’i gördüğünüzde, oyunu da oynamışsanız bütün kareler bir bir gözünüzün önünden geçmeye başlayacak. Kratos’un, Akropolis merdivenlerinden çıktığını; Zeus’a, Hermes’e kafa tuttuğunu, denizden Poseidon’un öfkeyle beklediğini, tüm tanrıların toplanmış, Kratos’a karşı direnmeye çalıştıklarını hayal edin. Ares’in çıkagelmesini, o geniş alanlarda ölüm kusmaya yeminli Titanlar’ı düşünün. Akropolis’e çıktığınızda, bu sahnelerin hepsini zihninizde canlandırabilirsiniz. İşte God of War, mitolojiye bizi bu kadar yaklaştırabildiği, tanrıları muhteşem bir şekilde işleyebildiği için bu kadar sevildi. Hele yürekli ve nefret dolu bir karakter olan Kratos, zaten tanrı olmayı hak etmişti.
Gücü hissedin
Muhteşem seride en son noktaya, PS3’teki God of War 3 ile ulaşmıştık. Saatlerce başından kalkamayıp, bir günde bitirdiğimiz bir yapımdı. Kurgulamadan tutun da oynanışa, dövüş sisteminden karakterlere ve görselliğe kadar her şeyin hakkını sonuna kadar veriyordu. God of War 3’ten sonra, PSP’ler için özel bir GoW’un hazırlanacağı belirtilmişti, bu da Ghost of Sparta olacaktı. Ghost of Sparta, PSP’ler için 2. GoW oyunu. Daha önce piyasalara sürülen Chains of Olympus, PlayStation 2’dekileri aratmayacak derecede sevilmişti. O el konsoluna bu kadar güzel grafiklerin hazırlanması, biz oyuncuların da ağızlarını açık bırakmıştı.
Ghost of Sparta’yı oynamaya başlamamla birlikte, saatlerce başından ayrılmakta zorluk çektim. Atmosfer diğer GoW’lardaki gibi sizi sarıyor ve bir daha bırakmıyordu. Grafikler ise, hem oyunun kendisini, hem de konsolu bizlere takdir ettiriyordu. Nitekim, o ufacık ekranda bizlere sunulan görsel şölen için hem yapıma, hem de alete teşekkür etmekten kendimizi alamadık.
God of War: Ghost of Sparta, PS2 için piyasalara sürülmüş olan GoW ve GoW 2’nin arasındaki zaman diliminde geçiyor. Dolayısıyla, bazı tanrısal güçlerimiz kullanılabilir duruma geliyor. Poseidon’un bizlere bahsetmiş olduğu Atlantis’i keşfetmeye çalışıyor, bir yandan da kardeşimiz olduğunu öğrendiğimiz Deimos’un peşine düşüyoruz. Bunu yaparken, yine birbirinden ölümcül yaratıklar ve sağlam boss’larla kapışacağız. Oyunun geçtiği yerler arasında, isminden de ipucu alabileceğiniz gibi Sparta da var. Bir kısmında memleketimize geri dönecek ve buradaki zindanlara inerek kapışmaya devam edeceğiz. Tabii Sparta’ya geldiğimizde, çevredeki insanların bizlere gösterdiği hürmeti de görünce, Kratos’un saygınlığı daha da ortaya çıkacak.
Geçmişe yolculuk
Bol bol üzerinde durduğumuz grafikler ve oluşturduğu görsel şölen, Ghost of Sparta’nın temel taşlarından. Karakterlerin animasyonları, dövüş sistemleri ve hareketlerdeki esneklik, önceki oyunlarda olduğu gibi yine muhteşem. Ara videolarda ortaya çıkan efektler ve boss kapışmalarındaki sahneleri görünce, atmosferden ister istemez etkilenmeye başlıyorsunuz. Boss’ların animasyonları ve ortaya çıkardığı efektler gayet güzel. Mekân tasarımlarına gelince, eski oyunlardaki gibi detay üst seviyede ve özellikle yüksek yerlerden geçerken ortaya çıkan manzara görüntüleri fevkalade. Sparta’ya giriş sırasında öyle bir kuşbakışı görüntüyle karşılaşacaksınız ki, PSP oynuyor olduğunuzdan bile şüphe duyabilirsiniz.
GoW’daki alışılagelmiş temel taşlar burada da aynen yerlerinde duruyorlar. Düşmanları öldürdükçe topladığımız orblar ile yeteneklerimizi geliştirebiliyoruz. Artık bir klasik haline gelen Blades of Athena, daha önceki oyunlardan tanıdığımız kombolar ile birlikte geliyor. Blades of Athena’nın yanına bu sefer bir de Arms of Sparta ekleniyor. Mızrak ve kalkanı kapsayan bu setimizde de geliştirebileceğimiz bir hareket zinciri mevcut. Bunun yanında, mızrağımızı uzak mesafeli silah olarak düşmanlara fırlatma şansına sahibiz. Ayrıca yeri geldiğinde bazı bölgeleri yıkmak için yine Arms of Sparta’ya başvuruyoruz.
Tanrılık özelliklerine de sahip olduğumuz için, kullanabileceğimiz bazı özel büyüler var. D-Pad’deki tuşları kullanarak aktif hale getirebildiğimiz bu özellikleri şu şekilde tanıtabiliriz: Eye of Atlantis ile düşmanlara elektrik şoku verebiliyor ve bunu kalabalık yerlerde verimli olarak kullanabiliyoruz. Scourge of Eryns ile özel bir büyü kullanarak düşmanları etkisiz hale getiriyoruz. Horn of Boreas da yine kalabalık yerlerde kullanabileceğimiz, soğukla alakalı bir büyü. Tüm bunları, topladığımız orb’lardan elde ettiğimiz puanlarla geliştirmek mümkün. Oyun içerisinde bulabileceğimiz birçok farklı obje de olacak, ancak bunlar oyun bitirildikten sonra bonus olarak aktif hale geliyor.
Sparta’ya dönüş
Bunların dışında, Blades of Athena’ya eklenen bir başka özellik var. Bu özelliğin ismi Thera’s Bane. R’ye basarak aktif hale getirdiğimiz bu özellik sayesinde vuruş gücümüz yükseliyor ve daha etkili ataklar yapabiliyoruz. Şöyle ki; güçlü zırh taşıyan ve normal ataklarla hasar görmeyen düşmanlara karşı uygulayabileceğimiz bir yöntem Thera’s Bane. Yine puanlarımızla onu da geliştirebilmek mümkün. Ayrıca büyünün altındaki kırmızı bar da, onun göstergesi ve kullandıktan sonra kendi kendine şarj oluyor. Önceki oyunlardan da hatırlayabileceğimiz üzere, toplayabileceğimiz Phoenix’s Feather ile büyü, Gorgon Eye ile sağlık barlarımızı geliştirebiliyoruz. Bunlara ek olarak, Minotaur Horn ile Thera’s Bane barımızı da genişletebiliyoruz.
Anlık olarak, “doğru zamanda doğru tuşa basma sistemi” burada aynen devam ediyor. Özellikle boss dövüşlerinde bu gibi durumlara hazırlıklı olmamız gerekiyor, zira hatalı basacağımız bir tuş canımıza mal olabiliyor. GoW’a özgü fizik bulmacaları da aynen yerlerini koruyor. Çok fazla zorlanmayacağımız, ama bizi az biraz da olsa düşündürebilecek bazı bulmacalar ile karşılaşıyoruz. Değişik mekânlarda birbirinden farklı bulmacalar ile uğraşmamız gerekecek. Mekânlar demişken, Sparta’nın dışında en ilginizi çekecek yerlerden birisi de, su altı kıtası olan Atlantis.
Günümüzde de var olduğuna inanılan, ama henüz izine rastlanmayan Atlantis’te, Ghost of Sparta ile birlikte yolculuğa çıkıyoruz. Dolayısıyla, savaşmanın yanında bol bol yüzeceğinizi de söyleyebiliriz. Tanıdık gelecek olan diğer yer de, Girit. Buranın dağlarında dolaşırken epey tedirgin olacaksınız. Dövüşmenin dışında, klasikleşmiş aksiyon oynanışı, kimliğini korumaya devam ediyor. Atlayıp zıplayacağımız, tutunarak ilerleyebileceğimiz, zincirimiz ile tutunup atlayabileceğimiz birçok yer bulunacak.
Boss’lara gelince, sağlam bir zorluk seviyesinde oldukça ölümcül olabiliyorlar. GoW’un alışılmış aksiyon dolu boss fight’ları aynen burada da yerini alıyor. Daha ilk dakikada karşımıza çıkan deniz yaratığı Scylla, ileriki boss’ların ne kadar çetin olacağının bir göstergesi adeta. Bunun dışında karşılaşacağımız karakterlerden birisi de, dokunduğunu altına çeviren Kral Midas. Onun bu özelliği de oyun içerisinde bize çıkış yolu sağlayacak. Müzikler, serinin genelinde olduğu gibi yine harika ve dinlemeye doyamıyorsunuz. Sizi resmen savaşa hazırlıyor ve o moda sokuyorlar.
Savaş için yaratılmak
God of War: Ghost of Sparta, ufak tefek eklentilerin dışında, çok marjinal bir değişiklikle gelmiyor. Böyle bir beklentiyle oynamamak gerekiyor, ancak zaten kendisi öyle bir oyun ki, böyle bir şeye zaten çok da ihtiyaç duydurtmuyor. Şahsen bana göre en önemli eksisi, çok fazla zamanınızı çalması olacaktır. Ofiste yazmış olmam gereken bu yazı, başından kalkamadığım için mecburen eve sarktı. Sadece GoW severler değil, eğer PSP’niz varsa tüm oyun severlerin kesinlikle bulundurması gereken bir yapım Ghost of Sparta. Mitolojiyi tanımaya devam etmek, Kratos’un biraz da geçmişine bakmak ve derinlerine inmek için işte size fırsat.











|
Bugün 20 ziyaretçi (122 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|